Bu yöntem ile bir seansta, kişinin genel sağlık durumu, yaşı, derinin elastik özellikleri gibi faktörlere bağlı olarak vücut ağırlığının en fazla % 6 – 8’ arası yağ dokusu alınabilir.
Üst ve alt gözkapağı sıkılaştırma ya da göz altı torbalarının alınması işleminin yanı sıra kaş germe, alın germe, yüz germe ve boyun germe işlemleri yapılır. Ayrıca ağız çevresinde mekanik ve kimyasal cilt soyma işlemi gerçekleştirilir. İstenirse yüzde meydan gelen çöküntüleri gidermek için dolgu malzemesi kullanılabilir.
Yüz gençleştirme ameliyatı aralarında cildin ve derin dokuların kesilip ve sıkılaştırılması gibi klasik uygulamaların da yer aldığı bir grup tekniğin birlikte kullanılması ile gerçekleştirilir.
Morarmanın derecesine gre değişir. Birçok kişi 5 ila 7 gün içersinde normal günlük hayatlarına dönebilmektedir. Bazı hastalarımız doğrudan insanlarla yüz yüze olmalarını gerektiren işlerde çalışıyorlar, bu gibi durumlarda biraz daha uzun bir zamana ihtiyaç olabilir.
Sözkonusu bölgede yağ doku artışı da mevcutsa aynı seansta ‘Lipoplasti’ ile bunlar alınır ve sonra deriyi germe işlemi yapılır.
Üç farklı protez yerleştirme bölgesi bulunuyor; koltuk altı, göğüs altı çizgisi ve areola –yani meme ucu etrafındaki renkli alan. Eğer areola bölgesi uygun büyüklükte yani çapı yaklaşık üç santimden az değil ise, genellikle bu girişi yerini tercih ederiz. Çünkü areola bölgesinde kalan ameliyat izleri çok daha belirsiz olarak neredeyse görünmez halde iyileşirler.
En göz alıcı görünüm için uygun ölçüye özel bir protez ölçme cihazı ile karar verilir. Bu ölçme cihazı konsültasyon için yanınızda getireceğiniz sütyen içinde de kullanılabilir.
Protezlerin nereye yerleştirileceği çeşitli etkenlere bağlı olarak değişir; mevcut göğüs dokusunun miktarı, göğüs kafesinin şekli, kullanılacak protez tipi ve arzu edilen sonuç gibi… Eğer hasta zayıf ve ufak tefekse yani protezi kaplayacak göğüs dokusu azsa, bu durumda genellikle protezi göğüs kasının altına yerleştirmek tercih edilebilir.
Egepol’deki plastik cerrahlar, yalnızca ‘Yüksek Koheziv Jel’ içerikli protezler kullanırlar. Bunların içerikleri katı olduğundan (aynen bir Türk Lokumu’nun içi gibi) sızıntı yapma gibi bir durum sözkonusu değildir.
İstatistikler meme protezi yaptırmış olan kadınlarda, meme kanserine yol açan kitlelerin daha erken bir evrede yakalandığını ortaya koymaktadır. Hem doktorların düzenli olarak kontrol yapma gereksinimleri hem de hastaların duyarlılık ve dikkatlerinin artması olası bir tümoral kitlenin daha erken fark edilebilmesine olanak sağlamaktadır.
Egepol’de kullandığımız yeni jenerasyon ‘Yüksek Koheziv Jel’ içerikli protezler, diğer sıvı silikon jel veya serum fizyolojik (tuzlu su) içeren protezlerin aksine ömür boyu kullanılabilir.
Meme ucunda ve etrafındaki renkli kısımda (areola) geçici bir his azalması meydana gelebilir. Bu bölgedeki hassasiyetin tamamen normale dönmesi bazen birkaç aya kadar uzayabilir.
Operasyonu takip eden ilk 7 gün içinde kollarınızı baş hizasından yukarı kaldırmanızı ve göğüs kaslarınızı esnetmenizi gerektirecek hareketlerden kaçınmanız gerekmektedir
S : Meme küçültme ameliyatı iz bırakır mı?
C : ‘Lolipop şekerini’ andıran ve göğsün doğal çizgisini izleyen bir giriş izi genellikle ameliyatı izleyen ilk bir yıl görünür durumdadır fakat daha sonra belirsizleşecektir. Birçok hasta ameliyat izinin bikini veya sütyen hattı içinde rahatlıkla gizlenebildiğini bildirmiştir. Egepol’de tercih ettiğimiz, bu sözkonusu “Vertikal Ameliyat İzi Tekniği” yönteminde diğer klasik tekniklere göre daha küçük ve daha az iz kalmaktadır.
S : Giriş (insizyon) nereden yapılmaktadır?
C : Meme küçültme ameliyatında yaygın olarak kullanılan ‘klasik’ yöntem üç ayrı kesiyi gerektirir. İlk kesi meme ucundaki renkli bölgenin kenarından (periareolar) yapılır. İkincisi renkli kısmın alt sınırından memenin alt tarafta kat yaptığı yere dek düşey (vertikal) olarak uzanır. Üçüncüsü ise memenin alt tarafındaki doğal plikasyon yeri sınırını (inframammar) takip eder. Daha yeni ve modern bir yöntem olan ‘Vertikal Ameliyat İzi Tekniği’nde’, alt taraftaki bu son kesi uygulanmaz çünkü meme ucu çevresindeki ve düşey olarak yapılan iki insizyon yeterli olur. Egepol’de bizler de bu “Vertikal Ameliyat İzi Tekniği” denilen yöntemi uygulamaktayız. Bu yöntemin çeşitli avantajları vardır; öncelikli olarak anatomik açıdan daha az iz kalır, meme ucunda kalıcı his kaybı oluşmaz, memenin kendine özgü anatomik ‘damla’ şekli daha estetik olarak elde edilir ve süt kanalları hasar görmediği için emzirme yetisi bozulmaz.
S : Ameliyatta elde edilen sonuç ne kadar kalıcıdır?
C : Eğer aşırı kilo alıp vermezseniz elde edilen sonuç uzun sürelidir.
S : Ne kadarlık bir kısım çıkarılıyor?
C : Meme küçültmede, vücut yapısına uygun estetik ölçüler ve arzulanan meme büyüklüğü dikkate alınarak, her iki taraftan birkaç yüz gramdan başlayıp, aşırı büyük memelerde (jigantomasti) her birinden üçer kiloya kadar fazla doku alınabilir.
S : Düşük kesimli kıyafetler giyebilecek miyim?
C : Evet. Herhangi bir ameliyat izi görünmeksizin düşük kesimli kıyafetler giymeniz mümkündür.
S : Güneşlenebilir miyim?
C : Ameliyattan sonraki bir ila üç aylık dönemde güneş ışınlarından uzak durmanız gerekir.